Bu Blogda Ara

13 Ocak 2011 Perşembe

İmam Hasan-Ül Askeri


On birinci imam Hasan Askeri 846 yılında doğmuştur. 874 yılında ise şehit edilmiştir. İmam Hasan Askeri, yaşamı boyunca diğer imamların yolunda gitti. Ve bu yolda şehit edildi. O da diğer imamlar ve Ehlibeyt önderleri gibi işkence, zulüm ve baskı gördü.


Daha önce on ikinci imam Mehdi’nin doğacağı hadisler ile söylenmişti. Bu sebepten dolayı Abbasi yönetimi İmam Hasan Askeri’yi sürekli baskı altında tuttu. O sevgili imamı, yıllarca zindanlarda tuttu. Bütün bunlar kâfi gelmeyince de onu zehirleterek şehit ettiler. On birinci imam Hasan Askeri şöyle sesleniyor insanlığa:

“Dikkat eyle şimdi. Belki şeytan öbür iman kardeşlerinden senin yüce, daha üstün olduğuna dair kalbine bir şüphe salabilir. Kendini daha üstün saydığın kişi, eğer senden daha yaşlı ise onun daha uzun ömürlü olması nedeniyle, geçen zaman boşluğunda senden fazla hayırlı işler yapmış olacağını düşün. Yok eğer senden küçükse, bende ondan daha çok suç işlemişimdir, ondan fazla isyan etmişimdir. O halde, o benden çok daha iyi. O kişi seninle yaşıtsa, ben işlediğim suçları biliyorum ama onun suçlu olmadığına şüphem var. Nasıl olurda şüpheyi doğrudan daha üstün tutarım diye düşün”.

Bu sözler yüzlerce ciltte anlatılacak şeyleri üç beş satır ile insanın beynine silinmeyecek şekilde işliyor. Bunu Ehlibeyt dışında daha kim başarır?
On birinci imam Hasan Askeri şöyle devam ediyor öğütlerine:

“Sana öğüt verir gibi görünse de, cahilin sohbetinden uzak dur. Sana düşmanca davransa bile, akıllı adama ters düşmemeye çalış. Çünkü cahil, sana iyilik edeyim derken kötülük yapar.
Akıllı düşmana gelince, onun insanlık duygusu, bazen düşmanlığın önünü alabilir. İnsanlara düşmanlık etmekten uzak dur. Çünkü, ne yumuşak huylu insanların hilesinden, ne de alçak kişilerin ihanetinden hiç bir zaman emin olamazsın.”.
1.      Münakaşa etme; yoksa değerin yok olur. Şaka yapma; yoksa başkaları sana karşı cür’et kazanır (heybetin sarsılır).
2.      Kim mecliste makamından aşağı bir yerde oturmaya razı olursa, yerinden kalkıncaya kadar Allah ve melekleri ona salat ederler.
3.      Affedilmeyecek günahlardan biri de, kişinin “Keşke, sadece bu günahımdan sorguya çekilsem” (yani, bu günah önemli değil) demesidir. Daha sonra şöyle buyurdular: İnsanlar arasında şirk, karıncanın karanlık gecede siyah bir deri üzerindeki ayak izinden daha gizlidir.
4.      Bismillahirrahmanirrahim, Allah’ın ism-i a’zam’ına, gözün siyahının beyazına olan yakınlığından daha yakındır.
5.      İyilerin, iyileri sevmesi, iyiler için sevaptır. Kötülerin, iyileri sevmesi ise, iyiler için bir üstünlüktür. Kötülerin iyilere düşmanlığı, iyiler için bir ziynettir. İyilerin kötülere düşmanlığı ise, kötüler için bir aşağılanmadır.
6.      Yanından geçtiğin herkese selam vermen ve mecliste makamından aşağıda oturman tevazudandır.
7.      Musibetlerden biri de, gördüğü iyiliği gizleyen ve kötülüğü açığa vuran komşudur.
8.      İbadet, çok oruç tutmak ve çok zikir etmek değildir; ibadet, Allah’ın yarattıklarının hikmetini çok düşünmektir.
9.      İki yüzlü ve iki dilli olan kul ne de kötü kuldur; yüzüne karşı kardeşini över, arkasında ise dedikodu eder. Kardeşine bir nimet ulaşırsa onu kıskanır, bir belaya uğrarsa onu yalnız bırakır.
10.  Öfke, her kötülüğün anahtarıdır.
11.  En huzursuz insanlar, kin güden kimselerdir.
12.  İnsanların en takvalısı, şüpheli olan işlere teşebbüs etmeyen kimsedir. İnsanların en abidi, farzları eda eden kimsedir. İnsanların en zahidi, haramları terkeden kimsedir. İnsanların en çok çaba göstereni, günahları terkeden kimsedir.
13.  Şüphesiz, siz kısalan bir süre ve sayılı günler içerisinde yer almışsınız; ölümse ansızın gelir. Hayır eken, saadet biçer. Kötülük eken de pişmanlık biçer. Her ekici, ektiğine ulaşır. Ağır davranan, nasibinden mahrum kalmadığı gibi, haris de nasibinden fazlasını elde edemez. Kime hayır verilirse, o hayrı Allah bağışlamıştır. Kim de şerden korunursa onu da Allah korumuştur.
14.  Mü’min mümine bereket, kafire ise hüccettir.
15.  Ahmağın kalbi ağzındadır; hikmet sahibi olan kimsenin ağzıysa kalbindedir.
16.  Garantilenmiş rızık, seni farz bir işten alıkoymasın.
17.  Abdestli olduğunda haddini aşan, abdestini bozan kimse gibidir.
18.  Hakkı terkeden her güçlü, zelil olur; hakka sarılan her zelil de, izzet kazanır.
19.  Cahil ile dost olan ıstırap çeker.
20.  İki hasletten üstün bir şey yoktur: Allah’a iman etmek ve kardeşlere faydalı olmak.
21.  Evladın küçüklükte babaya karşı saygısızlığı, büyüdüğünde ona karşı gelmesine sebep olur.
22.  Mahzun bir şahsın yanında, sevinçli olduğunu göstermek edepsizlik sayılır.
23.  Hayattan daha iyisi, kaybettiğinde hayata nefret ettiğin şeydir. Ölümden daha kötüsü ise, başına geldiğinde ölümü arzuladığın şeydir.
24.  Cahile nefsinin isteklerine karşı durmasını sağlamak ve bir şeye alışkan olanı alışkanlığından vazgeçirmek, mucize gibi bir iştir.
25.  Tevazu, kıskanılmayan bir nimettir.
26.  Bir kimseyi zahmete sokacak bir şeyle ona ikramda bulunma.
27.  Kardeşine gizlide öğüt veren onu süslemiş, halkın önünde öğüt veren de onu kötülemiştir.
28.  Allah’ın nimetiyle kuşatılmayan hiç bir bela yoktur.
29.  Müminin, kendisini alçaltacak şeye ilgi göstermesi ne de kötüdür.
30.  Tevfik veren Allah’tır, O bize yeterlidir ve O, ne güzel sahiptir.
31.  İmamet konusunda delil isteyen bir kişiye  “ Kim nişane ve açık bir delil isterse, istediği şey ona verilir. Daha sonra nişane ve delil istediği İmamdan yüz çevirirse, ona iki kat azap edilir. Kim sabrederse Allah tarafından te’yid edilir. İnsanlar, gönderilen semavi kitapların yolunu seçmek üzere yaratılmışlardır. Allah’tan doğruluğu niyaz ediyoruz. Sonuç, ya Hakka teslim olmaktır veya helak olmaktır.”
32.  Allah, akıllı kimseleri muhatap almaktadır. İnsanlar benim hakkımda birkaç gruba ayrılmışlardır. Bir grup kurtuluş yolu üzere olan gerçeği bulan, hakka sarılan, aslın dalına tutunan şek ve şüphe etmeyen, benden başka sığınılacak bir önder tanımayan kimselerdir. Bir diğer grup ise, Hakk ehlinden olmayan kimselerdir. Bunlar deniz yolcusu gibidirler ki, deniz dalgalandığında sarsılır, sakinleştiğinde de sakinleşirler. Diğer bir grup da, Şeytan’ın kendilerine galip olduğu kimselerdir. Bunların işleri de kıskançlıklarından dolayı hak ehline itiraz edip karşı çıkmaktır. Öyleyse sen sağa-sola yönelen kimseyi terket. Çünkü çoban koyunlarını toplamak istediğinde onları az bir çabayla toplar. Sakın sırları (149) ifşa etme ve riyaset talep etme. Bunlar insanı helak olmaya götüren hasletlerdir.”
33.  Sizlere Allah’tan korkmayı, dininiz hususunda şüpheli şeylerden kaçınmayı, Allah için çaba göstermeyi, doğru konuşmayı, size güvenip yanınızda emanet bırakan kimseye ister iyi olsun, ister kötü emanetini iade etmeyi, secdeleri uzatmayı ve iyi komşuluk (150) yapmayı tavsiye ediyorum; işte Muhammed bunlarla gönderilmiştir. Onların, (hangi inançtan olurlarsa olsunlar ) (150) cenaze merasimlerine katılın, hastalarını ziyaret edin, (komşuluk) haklarını ödeyin.
34.  Sizden biri, dininde vera’lı, doğru konuşan, emaneti sahibine veren ve halka karşı güzel ahlaklı olduğunda “. Bu ise bizi hoşnut eder. Allah’tan korkun, bizlere süs olun, utanç vesilesi olmayın. Muhabbetleri bize doğru çekin; her çeşit kötülüğü bizden uzaklaştırın. Çünkü biz, hakkımızda söylenen her iyiliğin ehliyiz ve hakkımızda söylenen her kötülükten uzağız. Allah’ın kitabında, bizim hakkımız, Hz. Resulullah’a yakınlığımız ve Allah tarafından da tertemiz (masum) kılındığımız açıklanmıştır. Bizden başka, hak olarak hiç kimse bu makamı iddia edemez.
35.  Allah’ı ve ölümü çok anın. Kuran’a inanın ve ona uyun. Peygambere salavat getirin. Çünkü Peygamber’e salavat getirmenin on sevabı vardır. Size yaptığım tavsiyeleri unutmayın. Selamımı size ileterek sizi Allah’a emanet ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder