Bu Blogda Ara

2 Şubat 2011 Çarşamba

1- HUBYAR BABA’NIN KİMLİĞİ, SOYU,                         YAŞANTISI:
HUBYAR Sultan Erdebil'den gelmiştir.  Safevilerden olup Şeyh Safi’nin soyundan gelen Şah Cüneyt soyundandır. Babasının adı Muhyittin'dir. Dedesinin ismi ise Seyit Ahmet'tir. Hoca Ahmet Yesevi soyundandır. (1200-1300)
HUBYAR’ın esas ismi Ahmet'tir. Deyiş ve düvazlarında da Abdalım diye geçmektedir. Hubyar'ın kendine ait çok deyiş düvazları vardır. Yazmış olduğum Anadolu Evliyası Kitabımda bunları yazmıştım. Hubyar'a Muhipleri Hoca Ahmet diye sahip çıkarlar. Dede ismi benzerliğinden olup Hoca Ahmet Yesevi denilir. Hazreti Musa-yı Kazım  evlatlarından olup, On iki İmam Ehlibeyt soyundan gelmektedir.
HUBYAR’ın, anne ismi İRFANDIR  Yalıncak Baba Evlatlarındandır. Yalıncak Baba ise  HÜNKÂR HACI BEKTAŞ Dergahından lokma alan Babalardandır. Ailesinin ismi ise Gönül Anadır.
Bu yaklaşımı Hünkâr ile değerlendirme olarak anlatırsak HACI BEKTAŞ-I VELİ ile iç içe olmanın isbatıdır.
HUBYAR, eğitimini Şah Hoca Ahmet Yesevi -Şah Lokman-ı Perendeden ders gördükten sonra Horasandan Anadolu Babaları olan Sivas'ta ALİ BABA, Tokat Erbaa Keçeci Köyü’ndeki KEÇEÇİ  BABA, Amasya da BABA İSHAK, BABA İLYAS, Merzifon’da PİRİ BABA, Osmancık’ta KOYUN BABA ile Anadolu'ya gelmişlerdir.
HUBYAR BABA’nın TÜRBESİ  önceden Sivas'ın Hafik kazasının ismi ile söylenen Hubyar Köyü idi.
Şimdi ise Tokat'ın Almus kazası Hubyar Tekke Köyü oldu.
                                                    2- YERLEŞİM YERİ:
Hubyar Sultan coğrafi durumda değerlendirecek olursak Anadolu ile Karadeniz'in yakın olmasını düşünmüş ve bu yeri seçmiştir. Ayrıca aynı sülaleden olan Şeyh Cüneyt de Safeviler'den gelmektedir. Hoca Ali'nin torunudur. Erdebil postnişinidir.
Trabzon'da da Rum Devletini yıkmaya çalışmış sonra Şirvan Şahı ile yaptığı savaşta şehit olmuştur.
Hubyar Babanın asıl düşüncesi Şeyh Cüneyt'in bıraktığı yerden devam edeyim diyerek Trabzon'un yakınlığını düşünerek şimdiki yerini seçmiştir.
                                                3- COĞRAFİ DURUM:
Yeşilırmak gözesi HUBYAR’ın yerleşim yerinden başlar. Güneybatısından çıkan su KIZILIRMAK'a katışır.
İç Anadolu'nun en yüksek dağı olan Tekeli dağı Hubyar'ın yaylası olmaktadır. İç Anadolu dağlarının en yüce dağıdır. Denizden yüksekliği rakım olarak 2646 metre olarak geçer.
Tekeli Dağı ve Dokuzlar Yaylasının her bir kaynağı bir pınar bir ırmaktır.
Her tarafı tutca kokar, menekşe kokar, kekik kokar Hubyar'ın ve Hubyar Köyünün.
Bereket inmiş toprağına taşına her tarafı öbek,öbek madımak dolu.
Bundan anlaşılıyor ki Hubyar doğayı üretkenliği suyu havayı çok severmiş. Yerleşim olarak orayı özel olarak Hünkâr Hacı Bektaş Veli ile beraber seçmişler.
Pir Sultan Otağı olan Yıldız Dağı ile karşı karşıyadır. Tekeli dağı iki dost bir biri ile kucaklaşıyor göğüslerine ellerini koymuş selamlaşıyor, niyazlaşıyor gibidirler.
                                                       4- EKONOMİ GÖRÜŞÜ:
Hubyar Sultan Dergahına inanan insanlara önem verdiği kadar üretime de önem verirdi. Koyunları kuzuları vardı yaylasında. Un öğütürdü değirmeninde. Sivas'ta, Ali Baba Dergahının unu buradan temin edilirdi. Okul vardı Ali Baba Dergahında. Tüm Anadolu Babaları yardımcı olurlardı. Okuyan öğrencilere yiyecek giyecek beraberce temin edilirdi. "Benim Makamım Kırklar Makamı Hulki Rıza Makamı'dır. Sudan duru, sütten beyaz olun." derdi insanlara.
Hep insanlara koşardı, tarlada tohum ekmesini öğretirdi, çift sürmesini öğretirdi. Güzel ve sağlam öküz almalarını önerirdi. Öküzlere eziyet yapılmamasını önerirdi. Reçberler öküzlere sıkça bakın derdi.
                      5- HUBYAR, HUBYAR BABA İSMİNİ KİMDEN ALDI?                                                          Anadolu Babaları olan HUBYAR BABA - ALİ BABA - KEÇECİ BABA - PİRİ BABA - KOYUN BABA - BABA İSHAK - BABA İLYAS Türklük mücadelesini Hacı Bektaş Veli'den önce başlatmışlardır. Hacı Bektaş-ı Veli ile aynı zamanda gelmişlerdir.1200-1300 yılları tarihleri arasındadır. Yanlız Hacı Bektaş-ı Veli gelmeyince istenilen başarı olmadı. Şah Hoca Ahmet Yesevi HÜNKÂR'ı ANADOLU'ya gönderdi. Arap Kültürü Anadolu'yu tamamen hakimiyeti altına almak üzere idi. Hünkâr’ı ilk önce bağrına basan Anadolu Babaları olmuştur.
İşte o zaman 80 bin Rum Eri, 90 bin Horasan Pirleri Hacı Bektaş-ı Veli'nin etrafında toparlandılar. HÜNKÂR şöyle söyledi: "Allah Arapça'dan anlar mı?", "anlar." "Hünkâr'ım Farsça dan anlar mı?", "anlar Hünkâr’ım" deyince Hünkâr şöyle seslendi: "Madem ki Allah Türkçe'den anlıyor, burası Türkiye. Türkler, Türkçe konuşacak, hepimiz görev alacağız. Bir çırak yakıp bin çırak uyartacaksınız" deyip her birisine ayrı ayrı görev verildi.
İçlerinde bulunan Hubyar Baba Hünkarı Veliye şöyle söyledi. Hünkarım izniniz olursa, ben amcam Şah Cüneyt'in bıraktığı yerden başlamak istiyorum.
"Beni Sivas'ın Teke Aşiretinin, Beydili Aşiretinin, Bozok Aşiretinin yeri Tekeli’ye gönderin."
İşte Hubyarın bu sözü Hünkara güzel geldi. Hünkar: "Sen Benim Hubyarımsın" diye Hubyara sarıldı ve güzel yer olan Sultan Tekeli’ye gönderdi.
    Hup demek; güzel yar demek. Sevgili anlamına gelir. Anadolu babaları  Hünkârı bağırlarına bastılar. Hubyar Baba’nın Horasan'ın Nişabur şehrinde doğduğu söylenmektedir. 1200-1300 tarihinde Anadolu'ya geldiği tahmin ediliyor. Anadolu Babaları Hoca Ahmedi Yesevi ve Lokman-ı Perende’den ders aldıktan sonra Anadolu'ya geldikleri anlaşılmaktadır.
                                 6-HUBYAR BABANIN TALİPLERİ HAKKINDA
                                                                GÖRÜŞLER:                                                                                                                            
Hubyar talipleri genel olarak Safeviler aşiretleri mensubu olmaktadır. Bu Aşiretler yerleşim olarak TOKAT - SİVAS - AMASYA - YOZGAT - ÇORUM - KOYULHİSAR - BAYBURT - İSPİR - ERZURUM çevresinde aşiret olarak isimleri Tekeli - Beğdili - Zulkadir - Avşar - Bozok - Kaçar Aşiretleri olmaktadır. Orta Asya'dan gelen esas Türklerdir. Anadolu’da en geniş Alevi çoğunluğunu Hubyar Muhipleri oluşturmaktadır.
Hatta eski dedelerimiz Rusya'ya dedeliğe gittiklerini söylerdi, bunların zamanında yetişip duyduk, bizlere anlatırlardı. Ayrıca Hubyar Dedeleri SAMSUN - ISPARTA - MANİSA'nın AKHİSAR-ERZURUM-ŞARKIŞLA şehir ve köylerine dedeliğe gitmektedirler. Buralarda Hubyar talipleri vardır.
                            HUBYAR DEDELERİ                                                                                                                                                        çok aktiftirler hiç bir muhiplerini ilgisiz bırakmazlar. Her sene muhiplerini görüp sorarlar. Bizde görülüp sormadan Cem'e gelinmez. Kurban yiyemezler Kurbandan önce insanın Kurban olması sözü  Hubyarlılarca geçerlidir.
Yazarlardan, Mehmet Yaman, Lütfi Kaleli, Rıza Zelyut, Cemal Şener, Baki Öz, Alman yazar ve araştırmacı Valter Ruben Tokat'ta bulunan Hubyara bağlı Aşiretlerin giysileri dahil olmak üzere genel kültüründen hiç ayrılmadıkları Orta Asya’dan gelen Şaman Türkleri oldukları arı Türkçe konuşup, öz Türk olduklarını yazarlar. Rahmetli Aşık Veysel aynı aşiret soyundandır. Hubyarlıların Dede ocağı olan Üryan Hızır Talibidir. Hubyar Sultan’ın piri olan Üryan Hızır’ın ziyaretgahı Tunceli ili Pertek ilçesi Dorutay (Zeve) Köyü’nde bulunmaktadır. Buraya Anadolu’nun çeşitli yerlerinden adak ve dilekler için ziyaretçiler yüzyıllardır gelmektedir.
O da bu Cemlerde muhabbetlerin içinde yetişmiştir. Sazı, sözü, teli, mızrabı burada öğrenmiştir. Kendisine “ruhun şad olsun bizler varız, yerinde rahat uyu deriz” gurur duymaktayız. Hubyar aşiretleri hakkında yazar ve araştırmacı sayın Nejat Birdoğan'ın Alevilik hakkında yazmış olduğu kitabının 213. sayfasında Sivas Üniversitesi okutmanlarından sayın Kutlu Özen, Hubyara bağlı aşiretleri anlatırken yanlız Almus çevresinde Hubyarlıların olduğunu yazıyor. Halbuki İç Anadolu’da en geniş aşiret Hubyar aşiretidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder