Ah Edeyim (Diyar-ı Gurbette)
Diyar-ı gurbette Cezayir'lerde Eller bayram etsin ben ah edeyim Ağ gerdan üstünde siyah tellerde Teller bayram etsin ben ah edeyim Kırmızı güllerin dalları yerde Mevlam uğratmasın kimseyi derde Yaz bahar ayında bulanık selde Seller bayram etsin ben ah edeyim Kırmızı güllerin yanıp tütende Virane bahçede bülbül ötende Salınıp sevdiğim yola gidende Yollar bayram etsin ben ah edeyim Kısmet olur ben sılaya varırsam Sağ selamet hak selamın verirsem Vadem yeter gurbet elde ölürsem Çöller bayram etsin ben ah edeyim Sefil Kul Himmet'im dert bana yeter Bunca sefalatim sevdiğim beter Yüce dağbaşında menemşe biter Dallar bayram etsin ben ah edeyim Aklım Fikrim Yar Eyledim Aklım fikrim yar eyledim ben sana Öğüt verdim deli gönlüm almadı Bir kileceği var almış eline Dünyayı içine koydum dolmadı Alması farz imiş sünnettir selam Hak nurdan yarattı yaz dedi kalem Bir çiçek yarattı o rabb-ül alem Onu kokulayan mahrum kalmadı Var bir pire eriş serseri gezme Gözet gözün onun yolundan azma Değme bir dükkana yükünü çözme Burda çok bezirgan assı bulamadı Gençlik yaza benzer kocalık güze Yüreğim başlıdır dertlerim taze Boynun eğ de hizmet eyle üstaze Şeytan benlik ile menzil almadı Kul Himmet'im deste gülü elinde Daima zikreder hakkı dilinde Bir güzel sevmişim hakkın yolunda Hayali gönülden zail olmadı Ali Çağırır (Yolcu Oldum) Yolcu oldum yola düştüm Yollarım Ali çağırır Bülbül oldum güle düştüm Güllerim Ali çağırır Bir zaman turapta yattım Türlü çiçeklerden bittim Arı ile çok bal yaptım Ballarım Ali çağırır Bulut oldum göğe ağdım Yağmur olup yere yağdım Coşkun coşkun ben kaynadım Sellerim Ali çağırır Haneye mihman gelmişim Kah ağlayıp kah gülmüşüm Bahr-i ummana dalmışım Göllerim Ali çağırır Kul Himmet'im aşka düştü Aşk deryası boydan aştı Virdimiz Ali'ye düştü Dillerim Ali çağırır Altının Kadrini Sarrafı Bilir Altının kadrini sarrafı bilir Açılmaz dükkanlar pazar mı ola Salını salını sevdiğim dilber İrakipler hile sezer mi ola Seyreyledim yanağının alını Ememedim leblerinin balını Ayağına giymiş sırça nalını Sevdiğim salınıp gezer mi ola Yüce yüce yerlerine çıkınca Ak ellere al kınalar yakınca Sevdiğimin dal boynuna bakınca Aşığın bağrını ezer mi ola Yüce yüce yaylaları yaylasam Her güzelin bir ismini söylesem Yalvarıp yakarıp gönlüm eylesem Göğsünün bendini çözer mi ola Kul Himmet Üstadım kendi halinde Bir güzel sevmişim halkın dilinde Katipler oturmuş kalem elinde Sevdiğim ismini yazar mı ola Ağlar Da Gezerim Dağlar Başında Ağlar da gezerim dağlar başında Yar elinden yarası var gönlümün Gündüz hayalimde gece düşümde Yar elinden yarası var gönlümün Felek soldurdu da açılan gülüm Ötmez oldu aşk bağında bülbülüm Eğer dostlar sorarsanız ahvalim Yar elinden yarası var gönlümün Yare yar olanlar bana yar ise Dursa benim ilen bile yürüse Ya çekilen nedir gam ile gussa Yar elinden yarası var gönlümün Bahri olmayanlar ummana dalmaz Akar şu gözlerimin yaşı kurumaz Her tabip yaraya merhem saramaz Yar elinden yarası var gönlümün Sefil Kul Himmet'im kime ne deyim Kime derdim yanıp halim şu deyim Kimi kimden kime şekva edeyim Yar elinden yarası var gönlümün Bad-ı Sabaya Sorsunlar Bad-ı sabaya sorsunlar Canan illeri kandedir Görenler haber versinler Canan illeri kandedir Zikrederim aklım ermez Yürek kaynar taşar durmaz Görenler de haber vermez Canan illeri kandedir Bir bahrım kaynayup taştım Mevce vurup hadden aştım Diyar-ı gurbete düştüm Canan illeri kandedir Derviş Himmet eder ahi Göz yaşı döker günahı Acap görür mü ol mahı Canan illeri kandedir Bektaş-ı Veli'nin Yolun Bilmeyen Bektaş-ı Veli'nin yolun bilmeyen Gündüzü karanlık gece sayılır Evlad-ı Âli'ye biat etmeyen Zümresi münafık pice sayılır Evlad-ı Mürsel'dir tutmazsa damen Anlardan ıraktır din ile iman Her kim Ali evlada ederse güman Yüz bin emek çekse hiçe sayılır Arşın yücesidir başının tacı Ka'be'ye ulaşır zülfürün ucu Ehl-i beyt katarı güruh-ı naci Cümle güruhlardan yüce sayılır Kul Himmet'im bu manaya erenler Zamanında imanını bulanlar Hazret-i Hünkâr'ı mürşit bilenler Bir niyazı yüz bin hoca sayılır Biz Muhammed Ali Deyenlerdeniz Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz Dergaha gidiyor bu yollarımız Şol güzel Ali'yi sevenlerdeniz Düvazd' İmam okur şu dillerimiz Biz mü'miniz münafıktan üşendik Türab olduk topraklara döşendik Kemer-bestelerden kuşak kuşandık Pir Ali'ye bağlanmış bellerimiz Biz mü'miniz kalbimizde kara yok Bunda yoka var demezler vara yok Nasib olmuş ayrılığa çare yok Har ile açıldı şu güllerimiz Biz de öğüt aldık bizden uludan İhsan Muhammed'den mürvet Ali'den Katara bağlıyız kalu beli'den Başta değil etekte ellerimiz Biz hasta değiliz sağlarımız var Sünbüllü bülbüllü dağlarımız var Dudulu kumrulu bağlarımız var Şah Şah der de öter bülbüllerimiz Kul Himmet'im sen de katara düzel Mahabbet mülkünde ahir ü ezel Severim şahımı hüsnü ne güzel Aynımdan gitmiyor hayallerimiz Bize İmdat Ol Hak'tan Bize imdat ol Hak'tan Sabreyle gönül sabreyle Alemi yarattı yoktan Sabreyle gönül sabreyle Aşıkların işi zardır Yüreğinde yanar nârdır Bir eşref saat vardır Sabreyle gönül sabreyle Aşığın eyyamı gamda Böyle çalınmış kalemde Bitmez iş olmaz alemde Sabreyle gönül sabreyle Acele ahır melamet Sabrın sonudur selamet Az sabırda çok keramet Sabreyle gönül sabreyle Kul Himmet'im çekem minnet Ölüm farz mı yoksa sünnet Murada ereriz elbet Sabreyle gönül sabreyle Bizi Bu Sevdaya Salan Bizi bu sevdaya salan Kendi cenab-ı Allah'tır Bu sevdaya gönül veren İşi gücü eyvallahtır Eyvallahı bilen kişi Her dem artar aşkı cuşu Rasül'ün bindiği taşı Hala durur muallaktır Bir sözüm vardır tutana Er odur Hak'tan utana Kul olmuşuz Pir Sultan'a Eşiği de kıblegahtır Er odur ki Hak'tan öğe Desti damanına değe Benzemez ağaya beye Alı şah bir utu şahtır Dest-ü dameni salmanam Cevhersiz göle dalmanam Kırklar saili Selman'am İşim gücüm şey'ullahtır Kul Himmel'im okur yazar Şu cihanı ele gezer Hak'tan bize oldu nazar Bu bir sırr-ı sırr'ullahtır |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder