Bu Blogda Ara

22 Ocak 2011 Cumartesi

Mahir Çayan


Mahir Çayan (d. 14 Ağustos 1945 - ö. 30 Mart 1972), Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi lideri. Marksist-Leninist devrimci önder.

30 Mart 1972 tarihinde, Tokat'ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere Köyü'nde askerle girdiği çatışmada dokuz arkadaşıyla birlikte öldürüldü.

Hayatı 

Samsun doğumlu olan Mahir Çayan ortaokul ve lise dönemlerini Haydarpaşa Lisesi'nde yani İstanbul'da geçirdi. 1963'te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu. Ertesi yıl Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğrenimine devam etti. Bu dönemde TİP ve FKF'ye (Fikir Kulüpleri Federasyonu) bağlı olan SBF (Siyasal Bilgiler Fakültesi) Fikir Kulübüne girdi. 1965'te bu klübün başkanlığını da üstlendi.
1967'de kısa süreliğine Fransa'ya gitti. Buradaki sosyalist hareketlerin genel seyri ve içinde bulundukları tartışmaları izledi. 1968'deki 6. Filo eylemlerine İzmir'de katıldı ve gözaltına alındı. Bu dönemde Türkiye İşçi Partisi (TİP) içinde başlayan Mihri Belli'nin savunduğu Milli Demokratik Devrim tartışmaların içerisinde ve daha sonra kurulan THKP-C'nin önder kadrosunda bulundu. Bu tartışma sürecinde TİP adına Zonguldak Ereğlisi'nde çalışmalar yürüttü.
Bu geziden sonra ideolojik olarak Milli Demokratik Devrim saflarında yer aldı. TİP ile olan temel ayrılığı devrim sorunu olarak tarifler. Fransa'da bulunduğu süreçte Latin Amerika silahlı (fokoist) mücadelerinden etkilenir. TİP'i bu süreçte yasalcılıkla suçlar, Türkiye'deki devrim sürecinin ancak silahlı bir mücadeleyle ve kendi özgül koşullarının tespit edilmesiyle olabileceğini savunur. Bu görüşe daha yakın olan Türk Solu ve Aydınlık dergilerinde yazılar yazar. Bu dönemde yazdığı önemli yazıları "Revizyonizmin Keskin Kokusu 1", "Revizyonizmin Keskin Kokusu 2" ve "Aren Oportünizminin Niteliği" dir.

1969 yılında Ankara'da yapılan ve adını DEV-GENÇ (Devrimci Gençlik Federasyonu) olarak değiştirdiği toplantıda, Türkiye sosyalist hareketinin seyrini değiştirir. 1971 yılında yapılan TİP kongresine katılmamış, TİP ve kendi çalışma çevresinden öğrenci ve işçilerle birlikte bir toplantı örgütler. Mihri Belli ile olan ayrılıkları iyice ortaya çıkmış olmasıyla birlikte yolunu Milli Demokratik Devrim (MDD) sürecinden ayırarak, önce "genç subayların" askeri darbe yapmasını beklemek yerine halk ihtilali için silahlı propaganda faaliyetlerine başlar. Bu ayrışmanın temel noktası, aslında MDD tespitinin TİP yasalcılığının başka bir versiyonu olduğu görüşüdür. O dönemde Türkiye devrim sürecini Kesintisiz Devrim I-II-III broşürlerinde dile getirir. Türkiye'nin sahip olduğu yapıyı oligarşi olarak tanımlar. Ek olarak da "Türkiye'deki geçmişe nazaran refah seviyesinin artması ile birlikte devlet ve halk arasında bir denge vardır," demiş ve bu dengeyi suni denge olarak adlandırmıştır. Suni dengeyi de bozmanın ancak silahlı mücadele ile olacağını savunmuştur. 
Bu süreçte Münir Ramazan Aktolga ve Yusuf Küpeli ile birlikte THKP-C'nin kuruluş çalışmalarını sürdürür. Örgütün diğer önemli isimleri arasında; Ertuğrul Kürkçü, İlhami Aras, Ulaş Bardakçı, Mustafa Kemal Kaçaroğlu ve Hüseyin Cevahir yer alır. Şehir gerillası modellini benimseyen Mahir Çayan buna uygun silahlı eylemlerin planlanmasında ve gerçekleştirilmesinde bizzat bulunur. Çalışmalarını sürdürmek için Şubat 1971'de İstanbul'a geçen Mahir Çayan burada da silahlı eylemlere devam eder.22 Mayıs 1971 ' de İsrail Başkonsolosu Ephraim Elrom'un kaçırılıp öldürülmesi olayına karışır.1 Haziran 1971'de kaldıkları evden kaçarken polisle girdikleri çatışmada Hüseyin Cevahir öldürülür, Mahir Çayan yaralı olarak ele geçirilir. Daha sonra arkadaşlarıyla birlikte Kartal Maltepe Askeri Cezaevi'nden kaçan Mahir Çayan bir süre İstanbul'da saklanır.

Kızıldere Olayı ve Öldürülmesi 

Ocak 1972'de THKO ile ortak eylem kararı alarak arkadaşları ile birlikte Fatsa'ya geçer. Mart 1972'de Ünye radar istasyonunda çalışan 2 İngiliz 1 Kanadalı teknisyeni kaçırır ve karşılığında THKO (Türkiye Halkın Kurtuluş Ordusu) önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın serbest bırakılmasını ister. Niksar'ın Kızıldere Köyü'nde muhtarın evinde Samsun Komando Alay komutanı Sezai Albay kumandasındaki komandolar tarafından ablukaya alınır. Sezai Albay'ın megafonla yaptıgı teslim olun ihtarlarına devrimci sloganlarla karşılık verilir.Evi sarmış olan komandolar 27 dakika süreyle evi kurşun yağmuruna tutar, daha sonra evin çevresine havan topuyla atış yapılır ve tekrar teslim olmaları istenir.Bu arada avukatları oraya getirtilir ve megafon eline verilerek Mahir ve arkadaşlarının teslim olması söyletilir.Bu arada bir keşif uçağı, kırmızı beyaz kurdelelere sarılı bir haber paketi atar, Sezai Albay haberi okur ve Yaşar Yüzbaşı'yı yanına çağırarak ona bir emir verir.Yaşar Yüzbaşı, yanına Semih Üsteğmen'i ve roketatarı alarak birlikte mevzilenir ve muhtarın evini roket ile vururlar. Mahir Çayan çatı penceresinde M-1 mermisi ile vurulur, Saffet Alp giriş kapısına çıkar ve sağ elinde tuttuğu Thompson makinalı tabancasını havaya kaldırmış ve kayış yerine bağlanmış beyaz çarşaf parçası basının üzerine doğru sarkmıştır. O anda, çelik yelek giymiş olup eve doğru koşan ve sadece muvazzaflardan oluşan birlik, ellerindeki otomatik silahlarla Saffet Alp'i taramışlardır. Karnı yarılıp bağırsakları aşağıya sarkan Alp, dizlerinin üzerine çökerek can vermiştir. Tokat Özel Taburu'ndan destek için gelen yüz kadar asker muhtarın evini çevirirler ve halktan kimsenin yaklaşmasını önlerler. Cenazeler ve silahlar dışarı çıkartılır, özel taburdan gönüllü askerler cenazeleri bir traktörün romörküne taşır ve Niksar savcısının nezaretinde Niksar'a götürülürler.Ertesi gün evde nöbet tutan askerler zemin kattaki inek ölülerini incelerken bir hışırtı duyarlar ve tüfeklerini doğrulturlar. Bunun üzerine Ertuğrul Kürkçü saklandığı samanlıktan çıkar.Niksara gönüllü giden Hamamcı Hanefi'nin elinde Mahir Çayan'ın cüzdanı vardır, cüzdanın içersinde bulunan resminin arkasında, "karıma" diye başlayan bir yazı, "Sefa geldin Ölüm" diye bitmektedir. Mahir Çayan'ın mezarı Ankara Karşıyaka Mezarlığı, L/3 adası, 99 no'lu mezardır.

Yazıları 

Aren Oportünizminin Niteliği
Revizyonizmin Keskin Kokusu I
Revizyonizmin Keskin Kokusu II
Sağ Sapma, Devrimci Pratik ve Teori
Yeni Oportünizmin Niteliği Üzerine
ASD'ye Açık Mektup
Yayın Politikamız
Devrimde Sınıfların Mevzilenmesi
Kesintisiz Devrim I
Kesintisiz Devrim II-III
Toplu Yazıları

1 yorum: